Yoga’nın bağışıklık sistemini destekleyici olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Öner, “Yoga ile fizyolojik denge ve uyum yeniden kurulabilir” ifadelerini kullandı.

Covid-19 pandemisinin sağlıkla ilişkili stres yaşantısını güçlü tutan bir olgu olduğuna değinen İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Öner, “Koronavirüs stres, kaygı ve korkuyla birleşince organizmanın tüm dengesini dalgalandıran bir hal alabiliyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemlerimiz üzerinde olumsuz yansımalara sebebiyet verebiliyor. Güçlü bağışıklığa sahip bir bireyin koronavirüs enfeksiyonuyla mücadelede daha başarılı olduğu bildirilmekte. En sık karşılaştığımız tedbir önerisi, bağışıklığı güçlendirmek. Günümüzde çok sayıda Yoga kuruluşu ve Yoga uzmanının insanların zihinsel olarak sağlıklı kalmasına yardımcı olmak ve mevcut pandemi sırasında optimal bağışıklık fonksiyonlarını teşvik etmek için Yoga ve Yoga temelli yaşam tarzı önerilerini sıklıkla dile getirdiğine tanık oluyoruz” şeklinde konuştu.

“FİZYOLOJİK DENGE VE UYUM YENİDEN KURULABİLİR”

Yoga’nın tüm katılımcıları tarafından keyifle uygulanan bir basamağının Asanalar yani ‘Yoga duruşları’ olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Öner, “Yoga’nın fizikselliğini yansıtan Asanalar aracılığı ile kas, kemik ve eklemlerde güç, dayanıklılık ve esneklik geliştirilirken, bu bölgelerde stres yaşantılarının yol açmış olduğu gerginlikler azaltılarak fizyolojik denge ve uyum yeniden kurulabilmektedir. Ayrıca, ağrı ile başa çıkmada da etkin sonuçlara ulaşılmaktadır. Yoga duruşlarının metodik uygulamaları dolaşım, sindirim ve boşaltım sistemlerini düzenleyici rol üstlenerek bedende bütüne yayılan esenlik duyumunu artırmaktadır” diye konuştu.

“DOĞRU NEFES İLE KALP VE AKCİĞERLER DESTEKLENEBİLİR”

Yoga sisteminin organizmayı güçlü kılan bir diğer uygulama basamağının da Pranayama ‘Nefes teknikleri’ olduğuna vurgu yapan Öner, “Nefes, Yoga’da zihinsel dinginliği inşa eden, bireyin kendi ile kuracağı derin bağı temellendiren önemli bir enstrümandır. Doğru nefes aracılığı ile kalp ve akciğerlerin desteklenmesinin yanı sıra beden enerjisinin yükseltilmesi, bütünsel dengenin korunması amaçlanmaktadır. Doğru alınan nefes kişinin ruhsal yaşantısından, dünyayı algılayış biçimine değin pek çok alanı etkilemektedir. Doğru, derin ve farkındalıkla alınan her nefes zihinsel sağlığın ana besin kaynağı olmaktadır. Bu nedenle, Yoga çalışmalarında nefes ile bağ kurma pratikleri boyunca bedende akan doğal nefesin gözlemlenmesi önceliklendirilmektedir. Nefes alıp verirken oluşan duyumlar, havanın burun kanalları aracılığı ile bedenin içine ve dışına doğru akışının yarattığı hisler, solunum sürecine dâhil olan yapıların alınan ve verilen nefes ile yaşantıladığı değişimlerin izlenmesi ve bu esnada olan biteni fark etmeyi araştırmak, nefesle yolculuğun önemli anahtarlarındandır. Nefesin farkında olma durumu, dikkati düşüncelerden özgürleştirmekte, bilinci geliştirmenin, bütünsel bilinçle temas edişin, şimdi ve burada oluşun yolu olmaktadır” ifadelerini kullandı.

“ZİHİNSEL ETKİNLİĞİ DÜZENLER”

Çoğu insanın günlük hayatın içinde aşina olduğu ‘Meditasyon’ çalışmalarının Yoga literatüründe Dhayana terimi ile ifade edildiği bilgisini veren Öner, “Yoga sistemi içerisinde zihinsel etkinliği düzenleyici ve geliştirici tekniklerin önemli bir bölümü Dharana ‘Konsantrasyon’ aşamasında uygulanmaktadır. Bu teknikler, bireyin kendi gerçeği ile buluşmasını sağlamak, içsel farkındalığını artırmak, böylelikle, gereksinimleri ve gerçekliği arasında köprü kurabilmek ve yaşam anlamını keşfetmek üzere yapılandırılmıştır” dedi.

Öner, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Kendini tanımanın çok boyutlu bir yolu olarak nitelendirilebilecek Yoga uygulamaları, yaşam olaylarını yönetirken zorluklarla başa çıkma becerilerini kalıcı deneyimlere dönüştürmektedir. Zira, fiziksel uygulamalar güçlü, esnek bir bedeni, zihinsel uygulamalar farkındalığı, tinsel içerikler varoluşun anlamını açıklığa kavuşturmaktadır. Dolayısıyla, yüksek bir yaşam kalitesi, yüksek bir yaşam doyumu ve gerçekliğin berrak algısı Yoga uygulamalarının yalın hediyeleri olmaktadır. Bu da doğal olarak, başa çıkma becerilerinde artış, kabul, dayanıklılık ve öz yeterlik olarak davranışa yansımaktadır.”

Share:

administrator

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir