Koronavirüs Bilim Kurulu’na her branştan akademisyenin girmesiyle ilgili tavsiyede bulunan Sosyal Hizmet Uzmanı Prof. Dr. İsmet Galip Yolcuoğlu, kurulda sosyal bilimcilerin de olması gerektiğine dikkat çekti. Yolcuoğlu “Kurulda sadece tıpçılar değil; sosyoloji, psikoloji, psikiyatri, sosyal hizmet, sosyal psikoloji, antropoloji vb. bilim dallarında da birer akademisyen yer almalıdır” dedi.

Yaşanılan koronavirüs salgınının büyük bir sosyal, psikolojik ve ekonomik kriz olduğunu ifade eden Yolcuoğlu, sosyal bilimlere ileri düzeyde önem vererek yeni ve işlevsel toplumsal sosyolojinin kurulabileceğini ifade etti. Yolcuoğlu, “Sosyal olay ve olguların aile, grup ve organizasyonlardaki sorunların tek bir disiplinin bilgilerine göre çözümlenemeyeceği, artık tüm dünyada kabul görmektedir. Toplumsal gerçeklik ve salgın, kıtlık vb. büyük toplumsal olaylar; sosyal bilimlerin yapay ayrımlarına bağlı kalmaz ve bir bütün olarak meydana gelir. Ancak bu sosyal gerçekliğin, çoğu zaman bir bütün olarak anlaşılabilmesi güç olduğundan, onu farklı disiplinlerin konusunu oluşturan parçalara bölmek gerekmiştir. Sosyoloji, sosyal antropoloji, psikoloji, sosyal çalışma vb. disiplin ve bilim dalları böylelikle doğmuştur” dedi.

Yolcuoğlu, “Burada önemli olan nokta, tek tek parçaların incelenmesi sonucunda sosyal gerçekliğe ilişkin doğru yargılara varılabilmesi için, disiplinler arası çalışma yapmanın zorunlu olduğunun, modern bilimin hüküm sürdüğü tüm dünyada kabul edilmesidir” ifadelerini kullandı.

“İNSANLARIN BİRBİRLERİ İLE OLAN DAVRANIŞLARI İNCELENMELİ”

Koronavirüs krizinde insanların birbirlerini nasıl etkilediklerinin incelenmesi gerektiğine değinen Yolcuoğlu, “İnsanların davranışları, duygu ve hareket biçimleri nelerdir? İnsanlar arasındaki sosyal ilişkilerin yapısı nasıl değişmektedir? Bu nedenlerle de bu salgın sürecinde; aile, dini gruplar, çeteler, büyük organizasyonlar, fabrikalar, üniversiteler, topluluk ve toplumların davranış değişim ve dönüşümleri incelenmeli, göz önüne alınmalıdır” dedi.

“PSİKOSOSYAL DESTEK SAĞLANMALI”

Sosyal hizmet biliminin sosyal adalet düşüncesine ve bireyin iyilik haline odaklandığını ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Sosyal Hizmet Uzmanı Prof. Dr. İsmet Galip Yolcuoğlu, “Bilim, sosyo-ekonomik koşulların organize edilmesine, toplumu oluşturan tüm bireylerin iyi olma hallerinin desteklenmesine ve temel gereksinimlerinin karşılanmasına çalışır.  Parasızlık ve yoksulluktan salgın hastalıklardan bireylerin sapma davranışlar göstermesini engellemeye ve bireyin iyilik halini tehdit eden risklerin oluşmasını önlemeye, ortadan kaldırmaya uğraşır, sistemi organize eder. Bu nedenle, Sosyal Hizmetler Bakanlığı çalışmalarını bir sosyal hizmet profesörü koordine etmeli, on binlerce sosyal çalışmacı bu hizmetlerde görevlendirilmeli, başta yaşlı, engelli ve yoksul, işsiz aileler olmak üzere, tüm ailelere ulaşılarak “psikososyal destek” sağlanarak iyilik halleri desteklenmelidir. Böylesi bireylerin, olumsuz yaşam koşullarından kurtarılması, rehabilite edilmesi ve iyi olma halinin desteklenmesi, toplumun “onurlu bir üyesi olarak” yaşayabilmesi için, gerekli mesleki müdahalelerini hızla gerçekleştirilmesi ve bireylerin yaşamında onarımlar yapılabilmesi şarttır” diyerek sözlerini tamamladı.

Share:

administrator

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir