Kadınların çalışmasının modern topluma geçiş sürecinde sürekli tartışılan bir sorun olduğunu belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hacı Duran, bu sorunun her zaman kadınların iş hayatına etkili katılmasının teşvik edilmesi yönünde hukuki tedbirlerin alınmasıyla sonuçlandığını söyledi.
Kadınların çalışmasının teşviki için yapılan pozitif yönlendirmeye rağmen kadınların iş hayatına katılması oranlarının hiçbir zaman erkeklerle aynı düzeye ulaşmadığını aktaran Prof. Dr. Duran, bunun nedenleri üzerinde değerlendirmeler yaptı. Prof. Dr. Duran, “Çağdaş çalışma biçimleri, uygulamaları ve şartlarının annelik ve ev işleri ile karşıtlık oluşturuyor. Çalışma şartları ve biçimlerinin kadınlar lehine düzeltilmesi gerekiyor. Endüstrileşmiş birçok ülkede, kadınlar üzerinde yapılan araştırmalarda kadınların tam zamanlı işlerde çalışmak istemedikleri ve esnek bir çalışma düzeninden yana oldukları bulunmuştur” dedi.
ABD’de yapılan bir araştırmadan örnekler veren Prof. Dr. Duran, “Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırmaya göre, 1997’de tam zamanlı işlerde çalışan annelerin yüzde 44, 2007’de yüzde 50’si ve 2012’de ise yüzde 47’si tam zamanlı bir işte çalışmayı istemediklerini belirtmiş. Yine aynı araştırmada tam zamanlı çalışmayı kabul eden kadınların oranı ise 1997’de yüzde 30, 2007’de yüzde 20 ve 2012’de ise yüzde 32 olmuştur. Bu iki kategori dışında kalanlar ise ev dışında çalışmak istemediklerini belirtmişler” ifadelerini kullandı.
“FEMİNİST İDEOLOJİLER CİDDİ ÇELİŞKİ YAŞIYOR”
Sınıfsal farklılıkların kadınların iş hayatına katılmalarında etkili olduğunun, birçok bilimsel çalışmada ortaya konduğunu belirten Duran, “Konu hakkındaki feminist ve karşı-feminist ideolojiler kendi içlerinde ciddi çelişkileri barındırmaktadır. Kadınların iş hayatına katılmalarının bir iktidar söylemine dönüşmesinin kadınlara özgü çalışma şartlarının oluşturmasını engelliyor. Feminist ideolojilerinin kadınların ve annelerin doğal eğilimlerini, yabancılaştırdığını ve iktidar söylemlerine boğuyor. Sanayi öncesi geleneksel üretim ilişkilerinin etkili olduğu toplumların tümünde, kadınların iş hayatına katılması hiçbir zaman sorun haline getirilmedi. Çünkü bu toplumlarda kadınlar iş hayatında etkili bir şekilde çalışıyordu. Kadınların modern öncesi sosyal ve ekonomik pozisyonları da söz konusu toplumlarda sorunsallaşmadı” dedi.
Ailenin geliri arttıkça, annelerin ev dışı işlerde çalışma eğiliminin de azaldığını söyleyen Prof. Dr. Hacı Duran, “Bu bulgu, annelerin aile sorumluluğunu üstlenme saikiyle çalışmak istediğini de ortaya koyuyor. Yani çalışan kadın bu eylemini, kendi bireysel özgürlüğünden ziyade ailenin huzuru ve ekonomik gücü için istiyor” diye konuştu.
Türkiye’de ailenin korunmasının ilgili kanunda, sadece kadına yönelik şiddet bağlamında ele alındığını söyleyen Prof. Duran, konunun kadınların ve annelerin çalışma şartlarının onlar lehine düzenlenmesi ile de yakından ilgili olduğunu söyledi. Prof. Dr. Hacı Duran, kadınların aileye bağlılıklarının erkeklere göre daha yüksek olduğunu, ancak çalışma şartlarının kadınların bu taleplerini yerine getirmeyi kısmen de olsa engellediğini ifade etti.