Beklenen büyük İstanbul depremine tarihi eserlerin şimdiden hazırlanması gerektiğini söyleyen Kültür Mirası Yönetimi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi İlknur Türkoğlu, “İstanbul yeni kurulmuş bir kent değil. Tarihi 300 bin yıl önceye gidiyor. O yüzden olası bir depreme tarihi eserlerin hazırlanması, korunması daha da önem kazanıyor. Deprem olmuş gibi müzelerde tatbikat yapılmalıdır. Her bir tarihi eserin depreme karşı korumak için çalıştaylar da düzenlemeliyiz” dedi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Kültür Mirası Yönetimi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi İlknur Türkoğlu, beklenen büyük İstanbul depreminden tarihi eserleri korumak için alınması gereken önlemleri anlattı. İstanbul’un deprem tarihçesine bakıldığı zaman 7 ve üzerinde beklenmesinin normal olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Türkoğlu, “Bizans döneminden beri depremler olmuş ve tarihi eserler de zarar görmüş. Tarihi belgelerde Ayasofya’nın kubbesinin yıkıldığı, zarar gördüğü yazılıdır. İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla müzelerde afet yönetimi çalışmalarının yapılması doğru bir karardır” diye konuştu.
ÖNLEM ALMALIYIZ
Yakın zamanda olması beklenen depremin sonuçlarını önceden değerlendirip, önlem almak gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Türkoğlu, “İstanbul yeni kurulmuş bir kent değil. Tarihi 300 bin yıl önceye gidiyor. Dünyadaki en eski ve katmanlı şehirlerden biri. O yüzden olası depreme tarihi eserlerin hazırlanması, korunması bir kat daha önem kazanıyor” ifadelerini kullandı.
DEPREME HAZIRLANMANIN 3 AŞAMASI VAR
Depreme hazırlanmanın aşamalarını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Türkoğlu, “Önce envanteri çalışmamız gerekiyor. Yani nerede, neyimiz var bilmeliyiz. Daha sonra depreme yönelik hazırlık yapmalıyız. Hazırlıklar, deprem öncesi, sırasında ve sonrasında yapılacaklar diye 3 aşamadan oluşuyor” dedi.
YAPILMASI GEREKENLER
Dr. Öğr. Üyesi İlknur Türkoğlu, “Deprem öncesinde müzelerdeki tarihi eserleri gerektiği şekilde sergilemek lazım yani sağlamlaştırmalıyız. 7.5 şiddetinde deprem olursa o eser, sarsıntıya dayanabilecek mi? Ya da müze binası depreme karşı sağlam mı? Müze çalışanlarının bulunduğu yerlerin depreme karşı dayanıklı buna bakılmalıdır. Deprem sonrası yangın çıkabilir. Tarihi yapılar sağlam mı? Deprem olduğunda ayakta durabilecek mi? Buna benzer çalışmalar yapılması gerekiyor” diye konuştu.
MÜZELERDE TATBİKAT YAPILMALIDIR
Önceden planlama yapmanın önemine değinen Dr. Öğr. Üyesi Türkoğlu, “Deprem olmuş gibi müzelerde tatbikat yapılmalıdır. Deprem sırasında müzede ziyaretçi varsa, onların sorunsuz tahliyesi nasıl olacak bunların üstünde çalışmak lazım. Yönlendirme levhaları ve görevliler hazırlanmalı. Adete simülasyon gibi önceden öngörülüp, planlanması yapılmalı” ifadelerini kullandı.
“TARİHİ ESERLERİ YAĞMADAN KORUMALIYIZ”
İstanbul’da 20 milyon insanın yaşadığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Türkoğlu, “Eskisinden çok daha büyük. 7’nin üzerinde deprem olursa, kaotik bir süreç yaşanabilir. Güvenlik sistemleri durmuş olacak. Böyle bir anda müzelerdeki eski eserleri hırsızlıktan, yağmadan korumalıyız. Bunlar için önlemlerin alınması lazım. Müze depolarının güvenliği sağlanmalı, şimdiden kontrol etmek gerekiyor. Müzedeki görevliler de o sırada kendi canlarının ailelerinin güvenliğinin derdine düşecek. Bütün bunları planlamak ve önlemleri almak için disiplinler arası çalışma yapılmalıdır” dedi.
“ÇALIŞTAYLARIN GÜNCELLENMESİ LAZIM”
Dr. Öğr. Üyesi İlknur Türkoğlu, “İBB 2007 yılında depreme yönelik bir çalıştay yapmış ama üzerinden 13 yıl geçmiş. 1999 depreminin üzerinden 21 yıl geçti. Çalıştayların güncellenmesinde her zaman fayda var. Yeni şartlara göre çalıştay yapılmalıdır. Teknoloji sayesinde 7’in üzerinde olacak depremde binaların nasıl tepki vereceği önceden bilgi edinilebilir. Tarihi eserleri yıkılmadan korumamız gerekiyor çünkü o duvarlarda, eşyalarda yüz yılların yaşanmışlığı var. Eserleri yıkıldıktan sonra yeniden yapmak tarihi eser yapmak olmuyor. Eserin kopyasını yapmış oluyorsunuz. O yüzden İstanbul’un her bir tarihi eserini depreme ve diğer afetlere karşı da korumanın yollarını oturup konuşup bulmalıyız” diye konuştu.