İngiltere’nin yeni Başbakanı Boris Johnson’ın İktidardaki Muhafazakâr Parti’nin başına gelmesinin ardından ülkedeki ‘sağ’ görüşün daha modern bir yapıya bürüneceğini söyleyen Siyaset Bilimci Dr. Öğr. Üy. Alihan Limoncuoğlu, “İngiltere’deki ‘sağ’ daha yeni ve daha modern bir görünüm kazanıyor. Muhafazakar Parti’nin adı her ne kadar ‘Muhafazakar Parti’ olsa da, yeni bir yola sapmış görünüyor” dedi.
İngiltere’de hükümeti kurma görevini alarak resmen ülkenin yeni Başbakanı olan Boris Johnson’ın göreve gelmesinin Avrupa’yı nasıl etkileyeceğini, Brexit sürecinin bundan sonra nasıl işleyeceğini ve Türkiye ile birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin nasıl olacağını İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Öğr. Üy. Alihan Limoncuoğlu yorumladı.
İktidardaki Muhafazakâr Parti’nin başına seçilen Boris Johnson’ın ülkedeki sağ görüşe daha yeni ve daha modern bir görünüm kazandırdığını ifade eden Dr. Öğr. Üy. Alihan Limoncuoğlu, “Boris Johnson’ı Muhafazakar Parti’nin genel başkanı olması sürecinde yakından inceleme fırsatımız oldu. Açıkçası en başından beri favori aday kendisiydi. Özellikle Londra Belediye Başkanlığı döneminde oldukça popüler bir isim haline geldi. İngiliz ‘sağ’ının yeni nesil temsilcilerinden bir tanesi. Daha sonra Dışişleri Bakanı olduğunu şimdi ise başbakan olduğunu görüyoruz ve bütün bu olaylar neticesinde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: İngiltere’deki ‘sağ’ daha yeni ve daha modern bir görünüm kazanıyor. Muhafazakar Parti’nin adı her ne kadar ‘Muhafazakar Parti’ olsa da, yeni bir yola sapmış görünüyor” dedi.
“THERESA MAY ÇOK BAŞARISIZ BİR BAŞBAKANLIK DÖNEMİ GEÇİRDİ”
Theresa May döneminde adeta çıkmaza giren Brexit sürecinin Johnson döneminde daha hızlı sonuçlanacağını kaydeden Alihan Limoncuoğlu, “Bu süreçte Theresa May orta yollu bir çizgi izledi fakat başarılı olamadı. Hatta öyle ki Avrupa Birliği’nden hem çıkmak hem de kalmak isteyen tarafları kızdırdı. Çok başarısız bir başbakanlık dönemi geçirdi. Boris Johnson ise sert çıkış yanlısı olan biri. Avrupa Birliği’nden Birleşik Krallığı çıkartmak için hem halk hem de parti içinden desteği mevcut. Zaten böyle bir şey olmasaydı parti tarafından genel başkan seçilmezdi. Halkın üzerinde her ne kadar yoğun bir medya baskısı olsa da ülkenin yarısı halâ Avrupa Birliği’nden çıkmaktan yana” şeklinde açıklamada bulundu.
“OSMANLI TORUNU OLMASI TÜRKİYE SİYASETİNE ETKİ ETMEZ”
Türkiye’de “Osmanlı Torunu” olarak da anılan Johnson, Osmanlı İmparatorluğu’nun öldürülen son Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal’in torunu Stanley Johnson’ın oğlu. Bu durumun Türkiye ile Birleşik Krallık arasında olan siyasete çok fazla yansımayacağını belirten Limoncuoğlu şunları söyledi:
“Sadece Avrupa Birliği açısından değil, Türkiye ve Ortadoğu üzerindeki gelişmelerde birtakım farklılıklar olacaktır. Özellikle İsrail Filistin meselesinde İsrail yanlısı bir tutum sergileyeceğini görebiliyoruz. Hem dışişleri bakanlığı zamanında yaptıklarından hem de demeçlerinden bunu görebiliyoruz. Bütün bunlarla beraber bizi magazinsel boyutu ile ilgilendiren meşhur Ali Kemal’in Torun olması… Aslında kültürel ve magazinsel boyutu haricinde Türkiye ile olan siyasete çok fazla yansıyacağını düşünmüyorum. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesine karşı fakat Türkiye ile Birleşik Krallık’ın arasındaki ilişkilerin iyi olmasından yana bir siyasetçi. Bu açıdan siyasi duruşu itibariyle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ı andırıyor. Bu da aslında Birleşik Krallık ile Amerika Birleşik Devletleri’nin gelişmekte olan yakınlaşma sürecini iyice hızlandıracaktır diye düşünüyorum.”