Emekli amirallerin yayınladığı bildirinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, ”Montrö’nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor ve daha iyisi için imkan bulana kadar bu sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz” dedi. Konuyu değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Öğr. Üyesi Fırat Demirkol, “2’nci Dünya Savaşı’na gidilen süreçteki siyasi kaos ve korku ortamını kendi lehine çeviren Türkiye, boğazların tek yetkilisidir” yorumunda bulundu.
Montrö Sözleşmesi’ne uzanan tarihsel süreç hakkında bilgi veren İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Dr. Öğr. Üyesi Fırat Demirkol, “Tarihsel kronoloji ile bakıldığında boğazların tam bağımsızlığını ve Türkiye egemenliğinde olmasını sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi uzunca bir süre devam askeri ve diplomatik mücadeleler sonunda elde edildi” diye konuştu.
Demirkol konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birinci Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması ve Sevr Anlaşması Boğazları Osmanlı Devleti’nin ve Türklerin elinden alarak uluslararası bir komisyona devretmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın ardından ilk olarak Lozan Anlaşması ile bu durum düzeltilmeye çalışılmış ve kurulan bu komisyonun kontrolü Türkiye Cumhuriyeti tarafından alınmıştır. Ancak milli güvenlik ve milli egemenlik açısından kabul edilmesi mümkün olmayan bu durum Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları tarafından ilk fırsatta değiştirilmesi gereken bir olgu olarak düşünülmüştür.”
“İMZALAMAYA İKNA EDİLDİLER”
Başarılı diplomasi ile İngiltere ve ABD’nin zaaflarından yararlanıldığını belirten Demirkol, “2’nci Dünya Savaşı’na giden süreçte özellikle faşist rejimlerin ortaya çıkması, İtalya ve Almanya’nın saldırgan tutumundan tedirgin olan İngiltere ve ABD’nin bu zaafını fırsat bilen Türkiye, boğazlar konusunu tekrar gündeme taşımış ve yürütülen başarılı diplomatik süreç sonucunda 1936 yılında Batılı Devletleri Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni imzalamaya ikna etmiştir” ifadelerini kullandı.
“TÂRAFSIZLIK MONTRÖ İLE SAĞLANDI”
2’nci Dünya Savaşı süresince tarafsızlığın Montrö ile sağlandığını hatırlatan Demirkol, “Bu durumun en önemli dayanaklarından birisi olarak boğazların kontrolünün Montrö Sözleşmesi ile tamamen Türkiye’nin kontrolüne geçmesinin çok büyük etkisi olmuştur. Özellikle boğazların Savaş gemilerine kapatılması hakkı ve Türkiye’nin tek egemen konumu bölge ülkeleri açısından da savaşın daha yıkıcı sonuçları ile karşılaşılmasının önüne geçmiştir” dedi.