Son zamanlarda randevu almayanların veya aldığı randevuya gitmeyenlerin sayısında artış olduğuna dikkati çeken Dr. Mehmet Başcıllar, bunun bilgi kirliliğinin beraberinde gelen psikolojik ve sosyal nedenlerden dolayı olduğunu söyledi. Cezai yaptırımın olmamasının da randevu iptallerinde etkili olduğuna vurgu yaptı.

Son zamanlarda aşı randevularında, bilgi kirliliği ve endişeye bağlı olarak aksaklık yaşandığını dile getiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Başcıllar, halkın bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Başcıllar, birçok kişinin aşı randevusunu almaması veya aldığı randevuya gitmemesinin halk sağlığı, sağlık sektörü ve ekonomiye etkilerini anlattı.

Sağlık Bakanlığı’nın aşı ve aşı ile ilgili randevular konusunda çalışmalarını özveriyle yürüttüğünü dile getiren Başcıllar, “Bugün itibariyle yaklaşık 25 milyon doz aşının uygulandığını biliyoruz. Bu aşı kriterleri özellikle belirli yaş ve nüfus grupları odağında ilerliyor. Aşı sırası gelenler e-nabız, e-devlet ya da merkez hekim randevu sistemi üzerinden randevu alarak yerine getirilebiliyor. Yine aynı şekilde randevular, randevu öncesinde aynı usullerle iptal edilebiliyor. Hiç şüphesiz aşının koronavirüse karşı koruyuculuğu, etkinliğine dair sayısız araştırma var. Bu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortada. Bu nedenle halk sağlığının korunması noktasında aşının önemli bir gereklilik olduğu karşımıza çıkıyor” dedi.

KİRLİ BİLGİ ENDİŞEYİ ARTTIRIYOR

Bireylerin sistem üzerinden aldıkları randevulara gitmemesi ya da randevu almamasının farklı boyutlarda incelenebileceğini söyleyen Başcıllar, bunun nedenleri arasında ise bilgi eksikliği ve endişe olduğunu belirterek, Öncelikle kişilerin hiç randevu almaması, yani aşı sırası gelmesine rağmen randevu almamasını bir boyutta inceleyebiliriz. Diğer bir boyutuyla ise aşı sırası gelip randevu alıp ama randevusuna gitmemesini inceleyebiliriz. Bunu da göz önüne almakta yarar var. Bunların arkasında çok farklı faktörler olabilir ama genel itibariyle baktığımızda bu faktörleri psikolojik ve sosyal olmak üzere iki boyutta ele alabilmek mümkün. Öncelikle şunu söylemek lazım, Türkiye’de 2021 yılı itibariyle sosyal medya kullanıcısı sayısı 60 milyon ki bu toplam nüfusun yüzde 70’ine tekabül ediyor. Bilgi kirliliği sosyal medya aracılığıyla çok daha hızlı bir şekilde yol alabiliyor, ilerleyebiliyor. Yanlış bilgilerin çok sayıda kişilere ulaşabilmesine yol açıyor. Bu da hiç şüphesiz toplumda endişeyi artırabiliyor. Öte yandan endişeyle beraber ve bilgi eksikliğini göz önüne aldığımızda kişinin güvenli alan olan evini terk etmesi, bir sağlık kurumuna gidecek olması, sağlık çalışanıyla temas edecek olması da yine bu endişeyi artırabiliyor” diye konuştu.

Endişenin, psikolojik boyutta erteleme davranışı sergilemesine neden olduğunu kaydeden Başcıllar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Alınan randevunun iptal edilebilmesinin herhangi bir hukuki yaptırımı yok. Bu da keyfi kararlar verilebilmesine yol açabilir. Konunun sosyal boyutuna bakacak olursak; kişilerin aile içerisindeki rolleri. Örneğin, yaşlı, çocuk, engelli bakımı veriyor olabilir. Aile içi roller, Türkiye’de özellikle bakım yükünün kadınlar tarafından üstlenilmek zorunda olduğunu göz önüne aldığımızda aile içi roller de aşı randevusuna gidilememesine yol açabilir.”

4 KİŞİDEN 1’İ AŞIYA İSTEKSİZ

Geçtiğimiz Nisan ayında, Ankara’da 428 kişinin katıldığı aşı ile ilgili bir araştırma yapıldığını aktaran Başcıllar, araştırma ve sonuçları hakkında şu bilgileri paylaştı:

Ankara’da yapılan 428 kişinin katıldığı bir araştırmanın, geçtiğimiz nisan ayında uluslararası hakemli, saygın bir dergide sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Bu araştırma sonuçlarına göre, yaklaşık her 4 katılımcıdan biri aşıya isteksiz olduğunu, yerli ve yabancı aşı olsa dahi aşıya isteksiz olduğunu belirten katılımcıların aşının yan etkileri nedeniyle endişe duyduğunu, aşının içeriği hakkında bilgi sahibi olmaması nedeniyle kaygı duyduğunu veya yurtdışından gelmesi nedeniyle aşıya mesafeli yaklaştıklarını biliyoruz. Bunun bilimsel araştırma sonuçları söyledi.”

AŞI RANDEVUSUNA GİTMEYİNCE NE OLUYOR?

Kişilerin aşı randevusu almaması ya da aldığı randevuya gitmemesinin hem sağlık hem de ekonomi alanında birçok sorunu beraberinde getirebildiğini söyleyen Başcıllar, “Kişiler aşı randevusuna gitmeyince ne oluyor? Birincisi sağlık çalışanlarımızın yükü arttı. İkincisi kaynaklarımızı harcıyoruz. Maliyet artışına neden oluyor. Üçüncüsü bazı aşı türlerinin saklama koşulları son derece zorlu. Sınırlı sayıda dahi olsa, yedek liste dahi oluşturulsa, aşı israfına yol açabilir. Bunun dışında sağlık çalışanlarımızın yükünü hafifletmek ve yine o eski güzel günlerimize geri dönebilmek için en kısa sürede sırası gelen bireylerin aşı randevusunu almasını ve aşılanmasını öneriyoruz” dedi.

Share:

administrator

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir