Pandemi ile birlikte yaşam alanlarının da değişime uğradığı söyleyen İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Dr. Öğr. Üyesi Zerrin Funda Ürük, kitlelerin kullanım alışkanlarının değişmesine bağlı olarak ileride iç mekân kurgularının da büyük ölçüde değişeceğini söyledi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan kovid-19 salgını çalışma hayatından eğitime kadar pek çok alan ve sektörde değişikliklere neden oldu. Birçok kişi işini evden yapmaya, çocuklar eğitim hayatlarına çevrimiçi devam etmeye başlaması ile okul ve iş yerlerinde tasarımlar ve oturma düzenleri de değişti. Mağaza ve restoranlarda kısıtlı sayıda müşterinin içeri alınması, reyonlarda ve oturma düzenlerinde farklılıklar oluşturdu. İstanbul Gelişim Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Dr. Öğr. Üyesi Zerrin Funda Ürük, pandemi ile birlikte yaşam alanlarının değişime uğradığına dikkat çekerek, kitlelerin kullanım alışkanlarının değişmesine bağlı olarak ileride iç mekân kurgularının da büyük ölçüde değişeceğini belirtti.
“İÇ MEKANLARIN DÜZENLEMELERİNE BAKMAYA BAŞLAYACAĞIZ”
Pandeminin bütün sektörleri çok etkilediğini hatırlatan Ürük, “Ama iç mimarlık mesleği özelinde baktığımız zaman oldukça şeyin değişebileceğini gözlemliyoruz. Biz daha önce devresel tasarım kriterlerine göre mekanlarımızı tasarlardık. Gerçi yine aynı şekilde tasarlıyoruz ama pandemi dönemi sürecinde sosyal mesafe kriterleri çıkmaya başladı. Sosyal mesafeleri yaklaşık 1,5-2 metreyi geçmeyecek şekilde ayarlamaya çalışıyoruz. Ev, okul, ofis, hastane, otel gibi iç mekânların düzenlemelerine bakmaya başlayacağız” dedi.
İÇ MEKÂN KURGULARI DEĞİŞECEK
Mağazalara alınan müşteri sayısına ve hijyen kurallarına da değinen Ürük, “En basitinden bir mağazayı ele alabiliriz. Reyonlara girerken bile 10 kişiden fazla kişiyi içeri almıyorlar. Biz başka bir çağa geçtik. Biz buna dijital çağ diyoruz. Bu yeni dünya ile birtakım virüsler, başka varyasyonlar da çıkacaktır diye düşünüyorum. Şu anda bile maskeye alıştık ve ona göre hareket ediyoruz. Bu süreç içerisinde hafif hafif de olsa mekânlarda, restoranlarda, mağazada ya da başka yerlere gittiğimizde bu kriterleri görmeye başlıyoruz. Yavaş yavaş, sırayla insanlar içeri alınıyor. Deneme kabinlerine girildikten sonra yeniden bir dezenfektasyon işlemi yapılıyor. Şu anda elle yapılan bu işlemler, belki daha sonra iç mekân kurgularını değiştirecek” diye konuştu.
Ürük, sözlerine şöyle devam etti:
“İnternet üzerinden alışverişler arttı. Artık hepimiz mağazaya gitmeden, internetten alışveriş yapıyoruz. Mağaza kültürleri de azalacak belki yavaş yavaş. Artık ofis mobilyaları almaya kalktığınızda bile, internetten alıyorsunuz. Yani ister istemez kitlelerin kullanımları da değişmeye başladı. Okullara baktığımızda ise, mesela biz şu anda online sistemdeyiz. Okula sadece belli birtakım evrakları imzalamaya ya da belli başlı toplantıları yapmaya geliyoruz. Pandemi azalıp okula gelmeye başladığımızda ister istemez yan yana olan masalarda sosyal mesafeye göre ayrım yapmaya başlayacağız. Bu da mekân içerisinde daha büyük sınıflar, daha geniş ortamlara doğru gidecek. Bu sefer okullar revize edilmeye başlayacak.”
DAHA YATAY BİR YAPILAŞMAYA DOĞRU GİDİYORUZ
Birçok kişinin plazalarda, merkezi sistem yapısındaki binalarda oturmaktan kaçınmaya başladığını söyleyen Ürük, “İnsanlar plazalarda oturmak istemiyor mesela. Merkezi ısıtmasında ya da soğutmasında sıkıntı olabileceğini düşünüyorlar. Çünkü o sistemlerden virüslerin dağılarak ya da çoğalarak gittiğini biliyoruz. Ofislerde de beraber çalışma mekanları varken ya da yüksek plazalı ofislerimiz varken, daha yatayda bir yapılaşmaya doğru gideceğimiz düşünüyorum. Daha çok pencere ve doğal havanın olduğu mekanlar tercih edilecek” ifadelerini kullandı.
EVDE ‘ÇALIŞMA MEKÂNI’ KAVRAMI OLUŞTU
Milyonlarca kişinin evden çalışma sistemine geçmesi ile evlerde çalışma odasına ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Ürük, “Hepimiz evlere kapandık. Toplantıları, eğitimleri evden yapıyoruz. Ancak herkesin evinde bir çalışma odası olduğunu zannetmiyorum. Pandemi ile birlikte evde ‘çalışma mekânı’ kavramı çıkmaya başladı. Evler yeniden düzenlenmeye başlıyor. Değişen o kadar çok kriter var ki aslında daha fazla değişmeye doğru da gidiyor. Bunlar bir süreç içerisinde. Devamı gelecek ve ona göre de alışacağımızı düşünüyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.